top of page

Create Your First Project

Start adding your projects to your portfolio. Click on "Manage Projects" to get started

VOUNOUS 2

Project type

2'nd INTERNATIONAL VOUNOUS TERRACOTTA SYMPOSIUM

Date

1-16 SEPTEMBER 2018

Location

CYPRUS-ÇATALKÖY/ GİRNE


Vounous is a place with a history of 5 thousand years, located between the village of Bellapais and Çatalköy in Cyprus. The rich and unique ceramic works found in the excavations here were determined to belong to the Early and Middle Bronze Age. Many ceramic works belonging to Vounous were scattered to many parts of the world. Thanks to the international symposium, these works were returned to their homeland Cyprus, albeit symbolically..
Vounous, Kıbrıs'ta Bellapais köyü ile Çatalköy arasında bulunan 5 bin yıllık geçmişe sahip bir yerdir. Burada yapılan kazılarda ele geçirilen zengin ve eşsiz seramik eserlerin Erken ve Orta Tunç çağına ait olduğu saptandı. Vounous'a ait birçok seramik eser dünyanın birçok yerine dağıldı. Uluslararası sempozyum sayesinde sembolik de olsa bu eserler anavatanı Kıbrıs'a kavuştu.

Çıktık yola, bir bilinmeyene

Kadınlarımız, çocuklarımız ve hayvanlarımızla

Tanrıçamızla ve inançlarımızla.

Bir daha dönmemek üzere terk ettiğimiz topraklarda

Açlık vardı, ölüm vardı halkımızı kasıp kavuran.

Cehennemden kaçarken apar topar ne varsa aldık dağarcığımıza.

Ya yok olacaktık sonsuz mavilikte,

Ya da kök salacaktık yeniden bu topraklarda.

Çıktık kumsala gemilermizle,

Sapsarı kumlar ışıl ışıldı sabahın serininde.

Zor bir yolculuktu aç ve susuz günlerce süren.

Pınardan kana kana su içtik denize akan.

Zeytin, sedir, şinya ağaçlarının gölgesinde.

Ve kaldırdık başımızı, baktık yemyeşil dağlara.

Geyiklerin, tavşanların, yaban domuzlarının, kazların ve kuşların danslarını izledik usulca, ürkütmeden.

Ve bir cennete gelmiştik aslında cehennemden,

Yeni yurdumuza, kök salacağımız ve binlerce yıl barış ve huzur içinde yaşamak umuduyla topraklarımıza.

Yürüdük akarsunun kıyısından dağlara, suyun kaynağına.

Su varsa Bereket vardır. Bereket varsa hayat vardır.

Hayat varsa mutluluk ve huzur da vardır.

Çıktık bir tepenin üzerine ve baktık ufka.

Güneş hiç bu kadar güzel batmazdı eski yurdumuzda ve doğmazdı.

Dağdan esen serin ve temiz havayı çektik içimize, iliklerimize. Ve huzuru bulduk.

Yanımızda bakır ve taş baltalarımız vardı ve yaylarımız.

Sanmayın ki bir savaşa gelmiştik.

Savaşlardan kaçmıştık barışın kalbine.

Avcılık, hayvancılık, tarım, madencilik ve seramik bizim işimizdi.

Getirdik bunları da birlikte bu güzel yerlere.

Kısacık ömrümüze sığdıracaktık ürettiklerimizi,

Barış ve huzur içinde.

Baktık dağa yeniden,

Ve yıldızlar kayıyordu iki dağın kavuştuğu yerde.

Orda tanrıçanın izini gördük ve bereketin.

Yaktık ateşimizi, oturduk etrafına..

Zamansız bir zamanda yola çıkmıştı atalarımız,

Ta Nil vadisinden Sina’ya, Filistin’e Kenan’a… Bizim yolculuğumuz gibi.

Yolculuğumuz öyle bir yolculuktu ki;

Bir yanımızı Anadolu’da, bir yanımızı denizde,

Bir yanımızı da bu kutsal tepede bıraktık.

Ve yok oluşlarla yeniden doğduk bu tepede.

Anlattım tekrar tekrar hikayemizi unutmasın çocuklarımız diye,

Ve onlar da anlatsınlar çocuklarına ateşin etrafında.

Ve mühürledim kıpkızıl bir ayın şahitliğinde.

Yaktık ateşi, kattık suyu toprağa, çamuru ateşe,

Bıraktık mirasımızı size.

Bu mirasta, gündüzümüzü, gecemizi, yazımızı kışımızı,

Ekmeğimizi aşımızı, düşlerimizi, inançlarımızı ve dualarımızı bulacaksınız.

Hiç savaş aleti bulmadınız değil mi?

Hayret etmeyin, bizler barışın ve huzurun çocuklarıydık bu ışık ülkesinde.

Bekledik, çağırdık ve bildik sonunda aymı gökyüzü ve yıldızların altında,

Yaktığınız ateşle yeniden doğacağımızı.

Hoş geldiniz.

Güneşin en güzel doğduğu ve battığı, ayın geceyi gündüz yaptığı Vunoya hoş geldiniz.

(Rauf Ersenal, September 2023)

©2035 by Jada Fox. Powered and secured by Wix

bottom of page